ISIRGAN OTU / URTİCA DİOCİA / URTİCA URENS

Isırgan Otu (Urtica diocia / urens); kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin  uçuşunu canlandırmıştı. İsviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün çoktan kurumuş olacağını belirtmişti. Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür. Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye’de  her iki tür de yetişir. Etkinlik açısından her iki bitki türü de eşittir. Yapraklar, Nisan-Haziran döneminde saplarından sıyrılarak toplanır, gölge ve havadar bir ortamda kurutulduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Tohumlar, Temmuz-Ağustos döneminde toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise ikbahar veya sonbaharda sökülür, yıkanarak temizlenir ve gölgede kurutulmaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Isırganotunun yaprakları; flavon, C vitamini, demir, mineral tuzlar, bitki asitleri, betasitosterin, sterylglucosid, ve lignan içerirler. Tohumlarında; müsilaj, proteinler, sabit yağ, carotinoid ve clorophyll bulunur. Köklerinde ise; tanen, sterolen, sterylglucosid ve lignan vardır. Yaprak, tohum ve kökün içerdiği etken maddeler arasında farklılıklar olduğuna göre, kullanım alanlarının farklı olması da doğaldır. Yani, ille de yaprağın tohumdan veya tohumun kökten daha etkili olduğunun düşünülmesi doğru değildir. Önemli olan onları etkili oldukları alanda gereğince ve doğru olarak kullanmayı bilmektir.